BEYAZIT CAMİİ
Beyazıt meydanında bulunmaktadır.İstanbul'un yeniden imarında büyük bir merkez teşkil eden ve Fatih Külliyesi'nden sonra ikinci büyük külliye olan II. Bayezid Külliyesi içindeki Bayezid Camii, kendi adıyla anılan meşhur meydanda bulunmaktadır. Camiin yapımına, kapısı üzerindeki kitabede belirtildi! gibi, H.906/M.1500 yılında başlanmış olup H.911/M.1505 yılında tamamlanmıştır. Camiin mimarı olarak önceMimar Kemaleddin ve Mimar Hayreddin adları üzerinde durulmuş, daha sonraki yıllarda ise yeni bir kaynağa dayanılarak mimarın adının Yakub Şah b. Sultan Şah olduğu ileri sürülmüştür1. Bugün için kesin bir belirleme yapılmamakla birlikte, bu üç mimarın Bayezid Külliyesi'nde mimar olarak görev yaptıkları, ancak hangisinin Mimar Başı bulunduğu bilinmemektedir2. Bir tahmine göre, daha önce Bayezid Camii mimarı olduğu sanılan Mimar Hayreddin, burada Su Yolcu olarak çalışmıştır3.
Esas cami plân olarak, dört fil ayağı üzerindeki bir orta kubbe ile, bunu destekleyen, mihraba göre sağ ve solundaki iki yarım kubbe ve bütün bunların iki yanındaki dörder adet yan kubbelerden oluşmaktadır. Gezinti yerinden ölçülen çapı 16.78 m. olan kubbede 20 pencere vardır ve dört köşesinden her birinde ikişer adet olmak üzere 8 tane ağırlık kulesi bulunmaktadır. Yarım kubbelerde ise yedişer pencere vardır. Bütün bu kubbe, yarım kubbe veyanlardaki dörder küçük kubbeyi sözünü ettiğimiz dört fil ayağı taşımaktadır. Fil ayakları kare şeklindedir ve yanlardan kulaklar yapmaktadır. Her ayakta 75 cm. kalınlığında ve demir kenetlerle eklenen kısımlar, yuvarlak olan diğer kubbe kemerlerinin hilâfına, kuzey ve güneyde sivri kemerler meydana getirerek kubbeyi desteklemektedir4. Ayakların bugünkü ölçüsü 75 cm.lik ek kısımlar çıkarıldığında 3.40X3.40 m. dir. Böylece ek olmayan kısımlardaki 15.92 ve 16 m.lik ara uzaklığı, takviye edilen yanda 15.99 ve 15.96 m. gibi diğerine çok yakın ölçülere ulaşmaktadır. Bu ölçüler ve camiin her yanında rastlanan çok doğru gönye ve diğer ölçüler devrin teknik üstünlüğünü göstermesi bakımından oldukça önemlidir5.
Camiin iç alanı 37.02 ve 37.06X36.80 m. olarak ölçülmüştür. Ayrıca son cemaat yeri duvarında 136 cm.lik altı tane girinti bulunmaktadır. Buralar set halinde yüksek olup ikitanesinde üst mahfele çıkılacak merdivenler bulunmaktadır. Harim'in üç yanında 2.30 m. kalınlığında duvarlar vardır. Yine burada sağa ve sola açılan birer kapı bulunuyor. Bunlar az derin ve sade bir çerçeve içinde sivri kemerli bir girinti halindedir. Ahşap olan kapılarda geometrik oyma desenler yer almaktadır. Bu kapıların iç tarafında, sağ ve solda birer mihrapçık bulunuyor. Kapının üst kemerleri, içteve dışta basık ve birbirine çok girift taşlarla örülmüştür 6.
Camiin iç özellikleri hakkında İ. Aydın Yüksel'in verdiği bilgilere göre, Müezzin Mahfili, 10 adet ve köşeleri içe doğru 45° düz ve oyuk pahlı 24x24 cm. ebadında mermer ayaklar üzerindedir. Bursa kemeri tipinde, uçları kanalve armudî profilli, içleri rumî süslemelerle oyulmuş kemerler mahfili taşımaktadır. Kemerlerin hemen üstünde rûmîli bir süs ve daha yukarıda üç sıra stalaktit dolaşmaktadır. Korkuluk mermerden ve şebekelidir. Merdiven kapısı sivri kemerli ve sade olup üstünde yine sade bir taç bulunmaktadır. Mahfile 12 basamakla çıkılmaktadır.
Hünkâr mahfili, harîmin sağ köşesindedir. Dışardan bir merdiven ve kapı ile girilmektedir. Dışarda, buraya isabet eden pencere önüne sütunlar oturtularak balkon gibi bir kısım meydana getirilmiştir. İçerde 10 adet yuvarlak, çeşitli renk ve ebatlarda sütun üzerinde bulunmaktadır. Sütun başlıkları oldukça güzeldir. Korkuluk mermer şebekelidir. Hünkâr mahfili avlusunda, sonraları bir havuz yapılmış, ihata duvarındaki kapı da son devirlerde form olarak değişiklik göstermiştir.
Camiin mihrabı bir sanat şaheseridir. Sekiz sıra stalâktitli ve uçları püsküllü olan yedi kenarlı bir girinti halindedir. Kenarların iç yüzleri yukarda sivri kemerlerle son bulmaktadır. Sade bir silmenin içinde, bur-malı sivri kemerin aynaları rumî oymalarla süslüdür. Dönen kum saatleri, siyahlı beyazlı mermerdendir; çok zariftir. Mihrabın üzerindeki Ayet-i Kerime'nin hattının Şeyh Hamdullah'a ait olduğu söylenmekle birlikte, bugün böyle bir yazı bulunmamaktadır.
Mermerden olan minberin korkuluğu, ortadaki üçgeni şebekelidir.
Alttaki üçadet hücrenin fevkalâde zarif kıvrımlı rumilerle örülü kemerleri oymalıdır. Yan kapı ve üstü de aynı çizgileri taşımaktadır. Minber kapısı, siyah ve beyaz mermerlerle kakma olarak süslenmiş, basık kemerlidir. Kemer yanlarında iki adet dilimli kabara vardır. Üstte, Kelime-i Şehadet kazılıdır. Stalâktitli başlığın üstü iki taraflı zengin rumîlerle süslü bir taçla son bulur.
Camide, kanatlar hariç, altta 12 pencere vardır. 30 cm genişliğinde bir süvenin çevresinde 37,5 cm.lik bir sıva çerçeve ile zenginleştirilmiştir. Benzerine az rastlanan bir şekilde, kemer aynaları bu camide boş bırakılarak içte ve dışta şebekeler kullanılmıştır. Pencere kanatları hemen hepsi aynı örnekte, üç parçalı ahşap ve yazısızdır. Kuşakları, pirinç düğmeleri ve çinisi durmaktadır.
Üst pencereler, yanlarda, her kemerin İçinde ikişer adettir. Son cemaat yeri tarafında, mahfil üstünde üç tane bulunmaktadır. Mihrap duvarında üç adet sivri kemerli ve bir tane yuvarlak pencere vardır, küçük yan kubbelerin altında ise ikişer adet pencere bulunmaktadır. Kubbeyi taşıyan büyük yan kemer içlerinde, üstte içi yuvarlak sekiz pencere vardır7.
Camiin yeşil, gri, pembe ve kırmızı granitlerden meydana gelen 20 sütun üzerinde 24 kubbeli avlusu, 18 alt ve 18 üst olmak üzere 36 pencereye sahiptir. Duvar kalınlığı 155 cm., iç ölçüleri ise karşılıklı olarak 38.22 m 38.16 m. ve 38.29 m. 38.30m. dir. Üç yanındaki abidevî üç kapıdan girilen avlunun karşı kapısı kum saatli olması dolayısıyla diğer iki kapıdan küçük bir farkla ayrılır. Her kapının üstünde güzel stalâktitler ve yan hücreler bulunmaktadır. Kapı kemerleri üstünde, içte ve dışta, sülüs hattıyla birer kabartma yazı yer almaktadır. Cümle kapısı üstü oldukça zengin alçı stalâktitlerle süslüdür. Buraya isabet eden kemer ise, diğer kemerlere göre daha geniştir ve alın şeklinde yükselmiştir. 1.95X3.63 m. ebadında olan bu cümle kapısının ahşap kanatları çok süslüdür. Üç parçalıdır Ve orta parçasında bir kabara bulunmaktadır. Yer yer fildişi oymalar da vardır. Bu kapının sağında ve solundaki ikişer pencere arasında birer mihrap bulunmaktadır. Kapı kemerinin üstünde Arapça ve sülüs hattıyla üç satır halindecamiin yapımına başlama ve bitiş tarihini veren kitabe bulunmaktadır. Hat, Şeyh Hamdullah'ındır.
Avlunun ortasında, sekiz yeşil mermer sütun üzerindeki kubbeyi IV. Murad yaptırmıştır.Tabhâne bölümleri plân olarak, bir orta kubbenin iki yanında ikişer küçük kubbeden meydana gelmiştir. Küçük kubbelerin ara kemeri, orta kubbenin kemerine basmaktadır. Merkezî bir kapıdan girilen kanatlar arasındaki geçide rağmen ayrı bir hacim tesiri yapmaktadır. Burası, Evliya Çelebi'nini belirttiğine göre, misafirler için yapılmış ve camiin sağ ve solunda bulunan iki ayrı binadır. Daha sonra bu tabhâneler camiye bağlanmış ve böylece cami iki taraftan genişletilmiştir. Camiin içi ile kanatlar arasındaki duvarın 3 m. oluşu da, burasının ayrı bir hacim olduğu fikrini pekiştirmektedir8.
İ. Aydın Yüksel, Tabhânelerin dört odalı bir orta hacimden teşekkül ettiğini ileri sürmenin doğru olacağını söylemektedir: "İç hacimde, tabhâne olduklarına binaen, burada ocakların da bulunması düşüncesi ile hareket edilmişse de, mevcud olduğunu sandığımız ara duvarlar tamamen kalktığından, önceleri öyle bir ize tesadüf edilmemiştir. Birçok emsalini düşünürsek, bu orta hacmin iki yanındaki kubbelerin birer oda olması icabetmektedir. Ocakların da iki kubbe arasında veya hemen kapıların yanında olduğu inşaatın bir zarureti olarak ortaya çıkmaktadır.
Daha sonraki araştırmalarımızda da bu kanaatimizi kuvvetlendirecek delili, kubbede yaptığımız çalışmada tespit etmiş bulunuyoruz"9.
Her iki tabhânenin ucunda birer şerefeli minarelerden sağda bulunanı orijinaldir. "Selçuk'tan Osmanlıya geçişin İstanbul'daki tek nümunesidir"10. Her iki minarenin kaidesi ve şerefeleri birbirinin aynıdır. Kaideler "Kırmızı ve yeşil taşlarla ve yer yer kakma ile süslenmiştir. Köşelerde, başlık ve kaideleri istalaktitli sütunlar mevcuttur. Giriş-kapısı altından yukarı ve yanlarda devam eden bir yaprak motifi mevcuttur. Kürsünün bitiminde tepe tomurcukları işlenmiştir. Kısmen benzerleri, avlu cümle kapıları taçlarında görülmektedir. Her yüzde kırmızı bordürlerİçinde yazı ve geometrik şekiller pano halinde işlenmiştir. Bunlardan kapı üstlerinde aynı ibare, İhlâs Suresi, satrançlı denilen tarzda yazılmıştır. Arka yüzünde ise "Elhamdülillah" ibaresi dört adet olarak tekrar etmektedir. Cephelerde ise geometrik süsler mevcuttur.
Başkaca bir süs olmamasına rağmen, renkli taşlar, silmeler ve gövdenin üç yüzündeki kemerli girintilerle çok zengin bir görünüşe sahip olan bu minare kaideleri, adeta başlı başına bir mimarî abide halindedirler. Pabuç kısmı kısa olup baklavalıdır. Gövde kırmızı taşlarla sekiz şerit halinde işlenmiştir. Pabuç üstünde ve şerefe altında kırmızı taşlarla geometrik süsler bulunmaktadır. Şerefe stalaktitleri dört sıra halinde sarkıtmalarla zenginleştirilmiştir. Korkulukları klasik üslûbta, şebekelidir11.
Camiin mihrap tarafında, sağda ve pencere hizasında Sultan II. Bayezid'in türbesi bulunmaktadır. Solundaki türbe ise kızı Selçuk Hatun'undur. Vakfiyede, cesedinin şeriat hükümlerine göre, Eyüp Sultan Türbesi yakınına defnedilmesi istenmişse de oğlu Yavuz Sultan Selim, babası için bu türbeyi yaptırarak, buraya defnettirmiştir. Türbe sekiz kenarlıdır ve beyaz köfeki ile yapılmıştır.
Merkezî bir yerde olması ve tarihi özelliklere sahip muhteşem bir yapı olması dolayısıyla yerli ve yabancı turistlerce de büyük ilgi görmekte ve ziyaret edilmektedir.
1.R.M. Meriç, Bayezid Camii Mimarı, Ankara İ. F.Yıllık Araştırmalar Dergisi, 1957,11/26;Hadîka, c.I, s.14
2.İ. A.Yüksel, Osm. Mim. II.Bayezid ve Y. Selim Devri, 1983, s.191.
3.R.M.Meriç, a.g.m., s.27.
4.İ.A.Yüksel, a.g.e., s.193.
5.A.g.e., s.194-195.
6.A.g.e., s.196.
7.A.g.e., s.196-197.
8.A.g.e., s.199.
9.A.g.e., s.200.
l0.A.g.e., s.201.
ll.A.g.e., s.201.